Herkese Merhaba!
Umarım günleriniz iyi geçiyordur. Ben bu aralar okul yüzünden çok yoğunum. Ayrıca çok yakında sınavlarım başlayacak o yüzden bir fırsat yakalamışken buraya bir şeyler yazayım dedim.
Karantina döneminde epey kitap okudum, hepsinin yorumunu yazmak istiyorum aslında. Belki yorumları çok uzun tutmazsam hepsinin yorumunu yazabilirim. Şimdi kitabımıza dönüyorum.
Stephen King, benim en sevdiğim yazarlardan. Bugüne kadar okuduğum kitaplarını hep keyifle okudum. Açıkçası bu kitabı okuduktan sonra bir süre köpeklerden tırstım. Normalde hayvanlardan korkan biri değilim ama King'in kitapları beni hep (birkaç günlüğüne de olsa) etkisi altında bırakmıştır. Mesela Hayvan Mezarlığı'ndan sonra da kedilere karşı bakış açım bir süreliğine değişmişti.
Öncelikle şunu belirteyim, yazdığım kitap yorumlarını kapsamlı ve uzun tutmayı seviyorum. ÇOK detaycı biriyim, bu yüzden önem verdiğim yazıları paylaşmam çok uzun sürüyor. Bir yayını paylaşmadan önce en az üç kere okuyorum. Tabii bütün bu süreç beni yoruyor. Ama bu durumdan vazgeçemiyorum çünkü böyle olmayı seviyorum. Bu yüzden yorum yazmaya vakit bulamıyorum. Aynı zamanda blogumu boş bırakmak da istemiyorum. Yani, hiç yoktan iyidir diyerek yorumlarımı kısa tutmak zorundayım. Üzgünüm.
Kitabın dilinden başlayacak olursam bence çok akıcıydı, sadeydi ve anlaşılırdı. 2-3 günde okumuştum zaten. Ancak bu yorum kişiden kişiye değişir çünkü kardeşim benden sonra okudu ve kitabı okuyasının gelmediğini, akıcı olmadığını söyledi. BENCE güzeldi ancak daha etkileyici King kitapları okumuştum. Mesela Yabancı. King duyguları aktarmada çok iyi. Genel olarak gerilim yazıyor zaten ve o gerilimi hissedebiliyorsunuz, sürprizbozan vermiş gibi olmayayım da benim çok içim daralmıştı, bir de çok üzülmüştüm.
Hikayede iki ayrı aileden bahsediliyor. Biri eskiden çok başarılı işler yapmış ama şu anda işleri yolunda gitmeyen Vic, eşi Donna ve oğulları Tad. Diğeri ise araba tamircisi Joe, eşi Charity, oğulları Brett ve köpekleri Kujo.
Kujo günlerden birinde bir yarasa tarafından ısırılır ve kuduz olur. Tad ise gördüğü canavarın giderek ona yaklaştığından habersizdir.
Yazar, köpeğin hastalanırkenki halini o kadar iyi anlatmıştı ki, içim burkuldu. Ayrıca küçükken anlatılan kuduz köpek hikayelerinden çok korkardım. Neyse ki kuduz artık pek gündemde olan bir hastalık değil. Pek sık rastlamıyoruz. Ama kitap kuduz olan bir köpeğin neler yapabileceğini güzel anlatmıştı bence.
Kitap zaten çok kısa ve diğer King kitaplarındaki gibi dolu dolu bir olay örgüsü yok. Ama hoşuma gittiği için biraz bahsetmek istedim. Bu yorumdan sonraki yorumlarımda artık kitapları puanlamayı düşünüyorum. Bu yorumda bunu yapmayacağım çünkü kitabı okuyalı iki aydan fazla oldu ve bu puanı şu an vermem pek sağlıklı olmaz. Ama genel olarak iyi bir kitap olduğunu söyleyebilirim.
Hiç Stephen King kitabı okudunuz mu?
Okuduysanız neleri okudunuz ve kitap hakkındaki düşünceleriniz neler?
İyi günler dilerim.
Ve unutmayın ki canavarlar asla ölmez.