Herkese Merhaba!
Bugün Yaz Boyu Edebiyat Etkinliği için okuduğum bir kitabı yorumlayacağım.
Hemen konusunu anlatmakla başlayayım:)
Ana karakterimiz Eylül, sosyal anksiyete ve majör depresyon gibi psikolojik sorunlarıyla başa çıkmaya çalışan 18 yaşındaki bir kız. Annesi ile pek anlaşamamasına rağmen babasını çok sevdiğinden, kendisini annesinin dediklerine ve yaptıklarına katlanmak zorunda hisseder. Bir gün, sosyal hayata alışmak üzere kuzenleriyle gittiği konserde anksiyete atağı geçirdikten sonra, psikoloğu ona yeni bir projeden bahseder. KAR KÜRESİ projesi.
Bu proje, psikolojik rahatsızlığı olan 50 gencin kalması için tasarlanmış, eksiksiz bir psikolojik danışma merkezidir. Eylül, her ne kadar bu merkeze gitmek istemese de annesi, kendisini tehdit ettiği için bu fikri kabul etmek zorunda kalır. Merkezdeki ilk gün, bir kişi Eylül'ün dikkatini çeker. Ellerinde siyah eldivenler vardır ve masanın üzerindeki tozlara tiksinerek bakmaktadır. Eylül, tabii ki de bu merkezin; bu kişiyle hayatını kesiştireceğinden habersizdir.
Herkesin rahatsızlığına uygun ilaçlar belirlenip tedaviye başlanır. Herkes giderek iyileşeceğine inanmaya başlar, arkadaş edinir ve epey eğlenir. Ancak yakınlardaki KIRMIZI BÖLGE adı verilen bir akıl hastanesi olduğunu keşfeden Eylül ve arkadaşlarını hiç de iyi şeyler beklemiyordur-yani bence-.
Öncelikle şunu söylemek istiyorum, sanırım bu kitabı tamamen buraya yazabilirim. Ama o kadar çok şaşırtıcı olay var ki (ve hepsi birbiriyle bağlantılı) hangisini yazsam spoiler vermiş olurum.
Şimdi kitabı kendimce eleştirmek istiyorum. Kitabı genel olarak çok beğendim diyebilirim. Çünkü çok akıcıydı ve dikkatimi çekebilecek bir konuyu işlemişti yazar. Ancak şunu söylemeliyim, bu kitap biraz çerez bir kitap. Yani hemencecik okuyacağınız ve belki üzerine çok bir şey düşünmeyeceğiniz bir kitap. Zaten yazarımız henüz çok genç (23 yaşında, benden büyük ama bu genç olduğu gerçeğini değiştirmez^^). Ve çıkmış 10 tane kitabı var. Bir-iki tane de çıkmayı bekleyen kitabı var. Gerçekten giderek kendini çok geliştirdiğini düşündüğüm biri.
Sonuç olarak kitabı beğendim. Eğer dikkatinizi çektiyse ve bir şans vermek isterseniz size de öneririm. YAZ BOYU EDEBİYAT ETKİNLİĞİ'nin 12. maddesini tamamlamış oldum böylelikle.
Bu arada bir şeyden bahsetmek istiyorum. Ben 'spoiler' kelimesini kullanmaktan nefret ediyorum. Genel olarak konuşmanın içine yabancı kelimeleri sokmayı sevmiyorum. Ancak 'spoiler' kelimesinin yerine kullanabileceğim tek kelimelik Türkçe bir ifade bulamıyorum. İpucu desem, tam karşılık değil. Bu konuda yardımınızı istiyorum. Biraz beyin fırtınası yapalım^^
SPOILER YERİNE NE KULLANABİLİRİM?
Yorumlarınızı bekliyorum. İyi günler dilerim:))
heeey, beyza alkoç hiç okumadım ama bak sevdim bu özeti, okuyabilirim, bu yazarları seviyom zaten yaa, songül ünsal, miraç çağrı gibi. ne çok yazmış yaa aferin onaa. bunlar tam şezlongda seniz kenarında okunacak kitaplar. :) heey, spoiler, bozan, sürprizbozan, bozucu :)
YanıtlaSilEvet, bence de okunabilecek bir kitap. Beyza Alkoç'tan imza alabilme imkanım olmuştu. Ben de severim böyle yazarları.
SilSürprizbozan olabilir spoiler yerine :))
eveet sürprizbozan dicem ben de bundan sonraaa :)
SilSpoiler aslında ipucu olabilir çeviri de ama herhangi bir ipucundan çok kisinin kitaba, filme veya diziye olan merakını yokedecek derecede bilgi içeren bir ipucu demek daha dogru olacaktır bence. Iyi okumalar dilerim...
YanıtlaSilTeşekkür ederim:)
Silyeni ağaç evi sen de yazsan yaa noluuur iyi geceler dileriiim hihihi :)
YanıtlaSilYazarım:)
Sil